• ANA SAYFA
  • ANI-HİKAYE
  • DENEME-MAKALE
  • KARİKATÜR-RESİM
  • MEKTUP
  • ŞİİR
  • YAZARLAR
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • ANI-HİKAYE
  • DENEME-MAKALE
  • KARİKATÜR-RESİM
  • MEKTUP
  • ŞİİR
  • YAZARLAR
No Result
View All Result
Hukuk Bankasi
No Result
View All Result
Home DENEME-MAKALE

YARGITAY’IN ÇATI DAVASI KARARINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

admin by admin
Ağustos 1, 2022
in DENEME-MAKALE
0
YARGITAY’IN ÇATI DAVASI KARARINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
0
SHARES
0
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter


 

YARGITAY’IN ÇATI DAVASI KARARINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

 

1. Genel Olarak

Yargıtay, 28/6/2022 tarihinde verdiği kararla, kamuoyunda “çatı davası” olarak bilinen ve sanıklara müebbet hapis cezası verilen kararı bozmuş ve sanıkların anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüsten değil, örgüt yöneticiliğinden ve üst hadden cezalandırılmaları gerektiğini belirtmiştir.[1] Ancak bu karar da yerel mahkeme ve bölge adliye mahkemesi kararı gibi skandallarla doludur.

2. Cezaevindeki Sanıklar Nasıl Darbeye Teşebbüs Edebilir?

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 15 Temmuz dan 1 yıl önce tutuklanan sanıklar hakkında yerel mahkemenin darbeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla verdiği ve istinaf mahkemesinin de; “böyle karar mı olur, sanıklar o tarihte cezaevinde, nasıl olur da darbeye teşebbüs edebilirler, bu faaliyetleri ceza evinde mi yapmışlar?” demek yerine anında onadığı bu kararı şu gerekçeyle bozmuştur; “örgütün nihai amacını gerçekleştirmek için hazırlık, planlama, icra ve sonrası itibariyle örgütsel bir organizasyon ürünü olduğu anlaşılan darbe girişimi ile sanıkların eylemleri arasında illiyet bağının bulunduğunu kabule yasal bir imkan bulunmadığı, darbe yapılacağı hususundaki bilgilerinin mevcudiyeti sabit kabul edilse dahi bu durumun iştirak iradesine dahil olunduğu sonucunu doğurmayacağı gerçeği de gözetildiğinde, haberdar olsalar dahi darbe girişimine yönelik icrai davranışları mevcut olmadığından, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan sorumlu tutulamayacakları, kaldı ki sanıklar Kazim Avcı, Hidayet Karaca ve İlhan İşbilen’in 15.07.2016 tarihli darbe girişiminden yaklaşık 1 sene önce temyiz incelemesine konu bu dava dosyasının soruşturma aşamasında tutuklandıkları ve darbe girişimi esnasında halen cezaevinde tutuklu bulundukları, darbe girişimine yönelik herhangi bir eylemlerinin de tespit edilemediği…”

3. Örgüt Yöneticiliği İddialarının Hukuki Bir Temeli Yoktur

Hukuksuzlukta sınır tanımayan Yargıtay bile bu hukuk garabetine göz yumamamış ve; “bu kişiler 15 Temmuz da cezaevindeler, nasıl oluyor da darbe teşebbüsüne iştirak edebiliyorlar” diyerek kararı bozmuştur. Ancak, bu sefer de kendisi başka hukuk skandallarına imza atmıştır. Zira Yargıtay’a göre sanıkların darbe teşebbüsünden haberdar olduklarına ilişkin her hangi bir delil yoktur. Haberdar oldukları kabul edilse bile iştirakleri söz konusu değildir. Bu nedenle, darbeye teşebbüsten cezalandırılamazlar. Ancak eylemleri örgüt yöneticiliğini oluşturduğundan, bu suç nedeniyle üst sınıra yakın bir cezayla cezalandırılmalıdırlar.

O zaman soralım, eğer bu kişilerin darbe teşebbüsünden haberleri olduğu ispatlanamamışsa, örgüt yöneticiliği suçunun manevi unsuru nasıl gerçekleşmiştir? Bu suçun manevi unsuru anayasal düzeni değiştirmek, yani darbe teşebbüsünü bilmek ve istemek değil midir? Eğer bu örgüt! Yargıtay kabulünde olduğu gibi anayasal düzeni değiştirmek için kurulduysa, bu amaçtan haberi olduğu ispatlanamayan kişiler nasıl örgüt yöneticisi olabilirler?

Ayrıca, sanıkların örgüt yöneticisi kabulüne ilişkin delil itirafçı beyanlarıdır. İtirafçı bayanlarında ise bu kişilerin darbe teşebbüsünü bildikleri ve bu amaçla faaliyet gösterdiklerine ilişkin bir beyan ya da her hangi bir delil yoktur. O zaman bu kişiler nasıl örgüt yöneticisi kabul edilmişlerdir? Karara göre sanıkların icra ettikleri resmi görevler (gazete, tv idareciliği vb.) örgüt yöneticiliğinin delilidir. Eğer gerçek böyleyse, neden bu kişiler bu görevleri herkesin gözü önünde ve resmi olarak yaparken örgüt yöneticiliğiyle suçlanmamışlar da, bu görevleri bittikten ve milletvekili seçildikten yıllar sonra geçmişe dönük olarak suçlanmışlardır?

Aynı şekilde, hiçbir hukuki temeli olmasa da, bu yapının 15 Temmuz da silahlı örgüte dönüştüğü ve bu kişilerin de bu örgütün! yöneticisi oldukları! bu olaydan sonra anlaşıldı kabul edilse dahi bu olaydan haberdar oldukları ispatlanamayan ve dolayısıyla suçun manevi unsuru kendileri açısından gerçekleşmeyen kişiler nasıl geçmişe dönük olarak örgüt yöneticiliğiyle cezalandırılacaklardır. Örgütün nihai amacından habersiz örgüt yöneticisi mi olur?

 Kısaca, örgüt yöneticiliği suçlamasının Yargıtay’ın hukuksuz kabulleri dikkate alındığında bile hiçbir karşılığı yoktur. Yargıtay, ortada her hangi bir suç yoktur diyemediği için açıkça suç uydurmuş ve işlediği insanlığa karşı suçlara bir yenisini daha eklemiştir.

4. Örgüt Yöneticiliğinden Ceza Ver Ama Üst Hadden Ver!

Kararda dikkat çeken bir diğer husus, Yargıtay’ın korkularının karara doğrudan yansımasıdır. Zira Yargıtay darbe teşebbüsünden verilen cezayı bozarken, sanıklar hakkında örgüt yöneticiliğinden ve üst hadden ceza verilmesi için mahkemeye öyle akıl vermiştir; “mevcut haliyle eylemlerinin TCK’nın 314/1. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütü yönetme suçunu oluşturacağı, TCK’nın 309/1. maddesinde düzenlenen Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçu ile silahlı terör örgütü yönetme suçu arasında geçitli suç ilişkisi olduğu da dikkate alınarak sanıklar hakkında silahlı terör örgütü yönetme suçundan ceza tayin edilirken örgüt içerisindeki konum, eylem ve faaliyetleri göz önüne alınarak cezanın üst sınıra yakın belirlenmesi suretiyle hukuki durumlarının buna göre tayin ve takdiri

Yargıtay bu gerekçeyle, direnmesi zaten düşünülmeyen mahkemenin yerine geçerek ceza tayinini de yapmış, mahkemenin elini kolunu bağladığı, yani takdir hakkını elinden aldığı gibi kendini eleştirenlere de; “bakın, ben kararı bozdum ama neredeyse müebbete yakın bir ceza ver diyerek kararı bozdum” mesajı vermiştir.

Kısaca, bu karar da Yargıtay’ın diğer garabet kararlarında farksızdır. Hiçbir hukuki karşılığı yoktur ve en sonun da diğer kararlar gibi ademe mahkum olacaktır.

 

DİPNOT:

[1] Yargıtay 3. Ceza Dairesi 28/6/2022 T., 2021/6131 E., 2022/3881 K.


 

YARGITAY’IN ÇATI DAVASI KARARINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

 

1. Genel Olarak

Yargıtay, 28/6/2022 tarihinde verdiği kararla, kamuoyunda “çatı davası” olarak bilinen ve sanıklara müebbet hapis cezası verilen kararı bozmuş ve sanıkların anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüsten değil, örgüt yöneticiliğinden ve üst hadden cezalandırılmaları gerektiğini belirtmiştir.[1] Ancak bu karar da yerel mahkeme ve bölge adliye mahkemesi kararı gibi skandallarla doludur.

2. Cezaevindeki Sanıklar Nasıl Darbeye Teşebbüs Edebilir?

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 15 Temmuz dan 1 yıl önce tutuklanan sanıklar hakkında yerel mahkemenin darbeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla verdiği ve istinaf mahkemesinin de; “böyle karar mı olur, sanıklar o tarihte cezaevinde, nasıl olur da darbeye teşebbüs edebilirler, bu faaliyetleri ceza evinde mi yapmışlar?” demek yerine anında onadığı bu kararı şu gerekçeyle bozmuştur; “örgütün nihai amacını gerçekleştirmek için hazırlık, planlama, icra ve sonrası itibariyle örgütsel bir organizasyon ürünü olduğu anlaşılan darbe girişimi ile sanıkların eylemleri arasında illiyet bağının bulunduğunu kabule yasal bir imkan bulunmadığı, darbe yapılacağı hususundaki bilgilerinin mevcudiyeti sabit kabul edilse dahi bu durumun iştirak iradesine dahil olunduğu sonucunu doğurmayacağı gerçeği de gözetildiğinde, haberdar olsalar dahi darbe girişimine yönelik icrai davranışları mevcut olmadığından, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan sorumlu tutulamayacakları, kaldı ki sanıklar Kazim Avcı, Hidayet Karaca ve İlhan İşbilen’in 15.07.2016 tarihli darbe girişiminden yaklaşık 1 sene önce temyiz incelemesine konu bu dava dosyasının soruşturma aşamasında tutuklandıkları ve darbe girişimi esnasında halen cezaevinde tutuklu bulundukları, darbe girişimine yönelik herhangi bir eylemlerinin de tespit edilemediği…”

3. Örgüt Yöneticiliği İddialarının Hukuki Bir Temeli Yoktur

Hukuksuzlukta sınır tanımayan Yargıtay bile bu hukuk garabetine göz yumamamış ve; “bu kişiler 15 Temmuz da cezaevindeler, nasıl oluyor da darbe teşebbüsüne iştirak edebiliyorlar” diyerek kararı bozmuştur. Ancak, bu sefer de kendisi başka hukuk skandallarına imza atmıştır. Zira Yargıtay’a göre sanıkların darbe teşebbüsünden haberdar olduklarına ilişkin her hangi bir delil yoktur. Haberdar oldukları kabul edilse bile iştirakleri söz konusu değildir. Bu nedenle, darbeye teşebbüsten cezalandırılamazlar. Ancak eylemleri örgüt yöneticiliğini oluşturduğundan, bu suç nedeniyle üst sınıra yakın bir cezayla cezalandırılmalıdırlar.

O zaman soralım, eğer bu kişilerin darbe teşebbüsünden haberleri olduğu ispatlanamamışsa, örgüt yöneticiliği suçunun manevi unsuru nasıl gerçekleşmiştir? Bu suçun manevi unsuru anayasal düzeni değiştirmek, yani darbe teşebbüsünü bilmek ve istemek değil midir? Eğer bu örgüt! Yargıtay kabulünde olduğu gibi anayasal düzeni değiştirmek için kurulduysa, bu amaçtan haberi olduğu ispatlanamayan kişiler nasıl örgüt yöneticisi olabilirler?

Ayrıca, sanıkların örgüt yöneticisi kabulüne ilişkin delil itirafçı beyanlarıdır. İtirafçı bayanlarında ise bu kişilerin darbe teşebbüsünü bildikleri ve bu amaçla faaliyet gösterdiklerine ilişkin bir beyan ya da her hangi bir delil yoktur. O zaman bu kişiler nasıl örgüt yöneticisi kabul edilmişlerdir? Karara göre sanıkların icra ettikleri resmi görevler (gazete, tv idareciliği vb.) örgüt yöneticiliğinin delilidir. Eğer gerçek böyleyse, neden bu kişiler bu görevleri herkesin gözü önünde ve resmi olarak yaparken örgüt yöneticiliğiyle suçlanmamışlar da, bu görevleri bittikten ve milletvekili seçildikten yıllar sonra geçmişe dönük olarak suçlanmışlardır?

Aynı şekilde, hiçbir hukuki temeli olmasa da, bu yapının 15 Temmuz da silahlı örgüte dönüştüğü ve bu kişilerin de bu örgütün! yöneticisi oldukları! bu olaydan sonra anlaşıldı kabul edilse dahi bu olaydan haberdar oldukları ispatlanamayan ve dolayısıyla suçun manevi unsuru kendileri açısından gerçekleşmeyen kişiler nasıl geçmişe dönük olarak örgüt yöneticiliğiyle cezalandırılacaklardır. Örgütün nihai amacından habersiz örgüt yöneticisi mi olur?

 Kısaca, örgüt yöneticiliği suçlamasının Yargıtay’ın hukuksuz kabulleri dikkate alındığında bile hiçbir karşılığı yoktur. Yargıtay, ortada her hangi bir suç yoktur diyemediği için açıkça suç uydurmuş ve işlediği insanlığa karşı suçlara bir yenisini daha eklemiştir.

4. Örgüt Yöneticiliğinden Ceza Ver Ama Üst Hadden Ver!

Kararda dikkat çeken bir diğer husus, Yargıtay’ın korkularının karara doğrudan yansımasıdır. Zira Yargıtay darbe teşebbüsünden verilen cezayı bozarken, sanıklar hakkında örgüt yöneticiliğinden ve üst hadden ceza verilmesi için mahkemeye öyle akıl vermiştir; “mevcut haliyle eylemlerinin TCK’nın 314/1. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütü yönetme suçunu oluşturacağı, TCK’nın 309/1. maddesinde düzenlenen Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçu ile silahlı terör örgütü yönetme suçu arasında geçitli suç ilişkisi olduğu da dikkate alınarak sanıklar hakkında silahlı terör örgütü yönetme suçundan ceza tayin edilirken örgüt içerisindeki konum, eylem ve faaliyetleri göz önüne alınarak cezanın üst sınıra yakın belirlenmesi suretiyle hukuki durumlarının buna göre tayin ve takdiri

Yargıtay bu gerekçeyle, direnmesi zaten düşünülmeyen mahkemenin yerine geçerek ceza tayinini de yapmış, mahkemenin elini kolunu bağladığı, yani takdir hakkını elinden aldığı gibi kendini eleştirenlere de; “bakın, ben kararı bozdum ama neredeyse müebbete yakın bir ceza ver diyerek kararı bozdum” mesajı vermiştir.

Kısaca, bu karar da Yargıtay’ın diğer garabet kararlarında farksızdır. Hiçbir hukuki karşılığı yoktur ve en sonun da diğer kararlar gibi ademe mahkum olacaktır.

 

DİPNOT:

[1] Yargıtay 3. Ceza Dairesi 28/6/2022 T., 2021/6131 E., 2022/3881 K.

admin

admin

Stay Connected test

  • 87.2k Followers
  • 23.8k Followers
  • 99 Subscribers
  • Trending
  • Comments
  • Latest
ESAS DARBECİ SİZSİZİNİZ..!!

ESAS DARBECİ SİZSİZİNİZ..!!

Eylül 17, 2022
YARGININ BEDELLİ DON KİŞOTLUĞUNDAN HÜRRİYET UĞRUNA ÇIKILAN SÜRGÜN YOLCULUĞUNA..

YARGININ BEDELLİ DON KİŞOTLUĞUNDAN HÜRRİYET UĞRUNA ÇIKILAN SÜRGÜN YOLCULUĞUNA..

Eylül 27, 2022
DARBELERİN ANATOMİSİ VE 15 TEMMUZ REJİMİ

DARBELERİN ANATOMİSİ VE 15 TEMMUZ REJİMİ

Eylül 11, 2022

Hakim ve Savcılar Nerede?

Eylül 23, 2022
KİRLİ POLİTİKALARIN HİZMETKÂRI OLARAK YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ

KİRLİ POLİTİKALARIN HİZMETKÂRI OLARAK YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ

0
SOYKIRIM ÖRGÜTLENMESİNİN YARGI AYAĞI: YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ (YBD)

SOYKIRIM ÖRGÜTLENMESİNİN YARGI AYAĞI: YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ (YBD)

0
ÇOK TANRILI YARGIMIZ HANGİ ÇAĞA AİT?

ÇOK TANRILI YARGIMIZ HANGİ ÇAĞA AİT?

0
Yargıda Birlik Derneği (YBD), Üyelerinin İsimlerini, Suçlu Olduklarını Düşündüğü İçin Mi Gizliyor?

Yargıda Birlik Derneği (YBD), Üyelerinin İsimlerini, Suçlu Olduklarını Düşündüğü İçin Mi Gizliyor?

0
ÜÇ TELLİ BİR KEMANCI ve DİRENEN KHK’LILAR!

ÜÇ TELLİ BİR KEMANCI ve DİRENEN KHK’LILAR!

Mart 19, 2023
KENDİ KUYULARINA DÜŞECEKLER DE… ÇIKARSAN DA!..

KENDİ KUYULARINA DÜŞECEKLER DE… ÇIKARSAN DA!..

Mart 17, 2023
Akrebin Kıskacındaki Yargı (3): “Yol Ayrımı”

Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı” (3.Bölüm)

Şubat 8, 2023
Akrebin Kıskacındaki Yargı (3): “Yol Ayrımı”

Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı” (2. Bölüm)

Şubat 3, 2023

Recent News

ÜÇ TELLİ BİR KEMANCI ve DİRENEN KHK’LILAR!

ÜÇ TELLİ BİR KEMANCI ve DİRENEN KHK’LILAR!

Mart 19, 2023
KENDİ KUYULARINA DÜŞECEKLER DE… ÇIKARSAN DA!..

KENDİ KUYULARINA DÜŞECEKLER DE… ÇIKARSAN DA!..

Mart 17, 2023
Akrebin Kıskacındaki Yargı (3): “Yol Ayrımı”

Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı” (3.Bölüm)

Şubat 8, 2023
Akrebin Kıskacındaki Yargı (3): “Yol Ayrımı”

Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı” (2. Bölüm)

Şubat 3, 2023
Hukuk Bankasi

Son Yazılar

  • ÜÇ TELLİ BİR KEMANCI ve DİRENEN KHK’LILAR!
  • KENDİ KUYULARINA DÜŞECEKLER DE… ÇIKARSAN DA!..
  • Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı” (3.Bölüm)
  • Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı” (2. Bölüm)
  • Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı” (1.Bölüm)

Son Yazılar

ÜÇ TELLİ BİR KEMANCI ve DİRENEN KHK’LILAR!

ÜÇ TELLİ BİR KEMANCI ve DİRENEN KHK’LILAR!

Mart 19, 2023
KENDİ KUYULARINA DÜŞECEKLER DE… ÇIKARSAN DA!..

KENDİ KUYULARINA DÜŞECEKLER DE… ÇIKARSAN DA!..

Mart 17, 2023
  • ANA SAYFA
  • ANI-HİKAYE
  • DENEME-MAKALE
  • KARİKATÜR-RESİM
  • MEKTUP
  • ŞİİR
  • YAZARLAR

Hukuk evrenseldir.

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • ANI-HİKAYE
  • DENEME-MAKALE
  • KARİKATÜR-RESİM
  • MEKTUP
  • ŞİİR
  • YAZARLAR

Hukuk evrenseldir.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist