İsmail Sofuoğlu
Yaklaşık 5 yıl oldu, herhangi bir konuda yazı yazmayalı,
evet zaman durmuştu beş yıl önce benim için çok sevdiğim ülkemden ayrılırken.
Şimdilerde kendisi de mazi olan İstanbul’daki havaalanında son bir özçekim
yapmıştım twitter için. Hatırlıyorum da, o görüntü twitterdaki en son
paylaşımımdı. Kırgınlık vardı üzerimde, herşeye ve herkese karşı. Hadiseler ve
yaşanmışlıklar çok yormuştu beni birkaç yıldır ve herkesten uzaklaşmak
istiyordum kaçarcasına. O kadar zordu ki kendini yaşadığın toplumdan alıp
çıkarmak, 6-8 ay öncesinden çocukları göndermiştim, 2014 yılı yaz aylarında.
Sonra da aşama aşama taşındık ülkeden ve son twitter fotoğrafı ise Türkiye
kitabının ilk cildinin bitiş kapağina konulan resim olmuş gibiydi. Bilemediğim
şey ise Türkiye kitabının kaç cilt olduğuydu.
Tam 5 yıldır, Türkiye ile ilgili hiçbir siyasi konuda
kalem oynatmadım desem abartmış olmam, sosyal medyadaki bir iki mesaj dışında.
Daha önce birkaç yıl köşe yazarlığı konusunda tecrübem olsa da, tematik bir
portalda bir ilki yaşıyorum. Yazılacak o kadar çok konu var ki, insan nereden
başlayacağını bilemiyor. Ben daha çok kendi yaşadıklarımı ve yaşanmışlıklarıma
iç dünyamın yorumlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yazılarıma başlamadan önce de, bir kaç satırla kendimden başlamak istiyorum. Tıp alanında ihtisas yapmış ve mesleki olarak Türkiye’de akademik kariyerinin zirvesine ulaşmış, tıp doktorları ve uzmanlar yetiştirmiş ve üst düzey yöneticilik yapmış birisiyim.
Bu portalın takipçileri büyük çoğunlukla Türkiye’deki
diktatoryal rejimin mağdurları olacağından yazı konuları da genel de bu
minvalde olacak. Siyasetin yaşamı ve insan hayatını doğrudan etkilediği bir
coğrafya olan Ortadoğu’da öncelik başka ne olabilirdi ki. Bu durumun insan
sağlığına etkilerine de değineceğiz zaman zaman, örnekleriyle birlikte.